Küresel pay piyasaları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikası kararları sonrasında yılın geri kalanında bankanın bir faiz artışına daha gidebileceğinin sinyalini vermesiyle negatif bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler ABD’de büyüme başta olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.
Hafta genelinde, küresel çapta merkez bankalarının para politikası kararları açıklanırken, gelecek döneme dair alınan sinyallerle faizlerin uzun bir süre yüksek seviyelerde tutulabileceği beklentisi arttı.
Fed, politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında bıraktı.
Karar sonrası açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, uygun olması halinde faiz oranlarını daha da artırmaya hazır olduklarını belirterek, enflasyonun sürdürülebilir şekilde hedefe doğru indiğinden emin olana kadar para politikalarını kısıtlayıcı seviyede tutma niyetinde olduklarını söyledi.
ÜYELERİN ÇOĞU YENİDEN FAİZ ARTIŞINA İŞARET ETTİ
Bu toplantıda aldıkları politika faizini sabit tutma kararlarının para politikasında istedikleri duruşa ulaştıkları anlamına gelmediğini ifade eden Powell, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyelerinin çoğunun bu yıl kalan 2 toplantıda faiz oranlarını bir kez daha artırmanın uygun olacağını öngördüğünü aktardı.
Powell, ekonomide “yumuşak inişin” öncelikli hedefleri olduğunu vurgulayarak, bunca zamandır bunu başarmaya çalıştıklarını kaydetti. Toplantının ardından yayımlanan Fed’in ekonomiye ilişkin projeksiyonları ve politika faizine ilişkin üyelerin beklentilerinin yer aldığı “dot plot” grafiğinde federal fon oranına ilişkin tahmin, bu yıl sonu için yüzde 5,6 olarak korunarak bir faiz artışının daha sinyalini verdi.
Fed’in federal fon oranına ilişkin 2024 yılı için tahmini yüzde 4,6’dan 5,1’e, 2025 yılı için de yüzde 3,4’ten 3,9’a yükseltildi. Fed’in 2026 yılına ilişkin faiz öngörüsü ise yüzde 2,9 oldu. Uzun dönem ortalama faiz beklentisi ise yüzde 2,5’te tutuldu.
ENFLASYON TAHMİNLERİ YÜKSELDİ
Banka’nın enflasyon tahminleri ise bu yıl için yüzde 3,2’den 3,3’e yükseltildi, 2024 için yüzde 2,5 olarak korunurken, 2025 yılı için yüzde 2,1’den 2,2’ye çıkarıldı. Enflasyon tahmini 2026 için yüzde 2 oldu.
Analistler, Fed’in beklenenden daha uzun süre faizleri yüksek seviyelerde tutacağına ilişkin sinyallerin projeksiyonda verildiğini söyledi.
“Şahin” sözle yönlendirmeleriyle bilinen eski St. Louis Fed Başkanı James Bullard, bankanın faizleri daha da artırması ve o seviyelerde bir süre sabit tutması gerekebileceğini dile getirerek, enflasyonun yeniden hızlanma riskine karşı para politikasının bu şekilde olması gerektiğini vurguladı.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman ile Boston Fed Başkanı Susan Collins, Banka’nın devam eden enflasyonla mücadelesinde faiz oranlarının yüksek tutulmasını desteklediklerini belirtti.
Söz konusu gelişmelerle ABD’nin 10 yıllık hazine tahvil faizi yüzde 4,51 ile Ekim 2007’den bu yana en yüksek seviyesini, 2 yıllık tahvil faizi de yüzde 5,20’yi aşarak Temmuz 2006’dan bu yana en yüksek seviyesini test etti.
DOLAR ENDEKSİNDE SINIRLI ARTIŞ
Dolar endeksi haftayı yüzde 0,2 artışla 105,6 seviyesinden tamamladı.
Fed’in faiz kararıyla birlikte doların değer kazanması ve hisse senedi piyasalarında değer kayıplarının görülmesiyle yatırımcıların güvenli limanlara yöneldi ve haftayı altının onsu yüzde 0,1 artışla 1.925 seviyesinden tamamladı.
Brent petrol ise haftayı yüzde 1,4 azalışla 92,3 dolar seviyesinden kapattı.
Analistler, Brent petrolde Fed’in şahin duruşuna devam edeceğine yönelik endişelerin arz endişelerine daha ağır bastığını söyledi.
NEW YORK BORSASINDA NEGATİF SEYİR
ABD’de pay piyasaları, Fed kararı sonrasında haftayı satış ağırlıklı seyirle tamamladı.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, yaptığı açıklamalarda, ABD ekonomisinin bir gerileme sürecine girdiğine ilişkin herhangi bir işaret görmediğini ifade ederek, Kongre’nin hükümeti ayakta tutacak yasaları geçirmekte zorluk yaşamasının ekonomideki ivmeyi yavaşlatma riski taşıdığını kaydetti.
ABD’nin uzun vadeli mali zorluklarını ele almaya yönelik çalışmalar yürüten Peter G. Peterson Vakfı Üst Yöneticisi Michael Peterson ise kanun yapıcıların kısa vadeli bir mali krizden diğerine sürüklenirken, ABD’nin milli borcunun trilyonlarca dolar artmaya devam ettiğini hatırlattı.
Ülkede haziranda yaşanan borç limiti “hesaplaşmasının” ardından 32 trilyon dolarlık borç sınırının aşıldığını aktaran Peterson, politika yapıcıların, Amerikalıların gerçek mali problemlerine çözüm getirmeyen partizan kavgalar yerine temel sorun olan borcun kendisine odaklanmasını istediğini ifade etti.
ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, ülkenin milli borcu, ilk kez 33 trilyon doların üzerine çıktı.
ABD’de Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW), ülkede 3 büyük otomobil üreticisine karşı başlattıkları grevi, yeni sözleşme görüşmelerinde ilerleme kaydedilmemesi nedeniyle General Motors (GM) ve Stellantis’e karşı genişleteceklerini duyurdu.
Analistler, grevin ülkede ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyebileceğine dair endişeleri tetikleyebileceğini vurguladı.
ABD’de açıklanan verilere göre, haftalık işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 201 bin ile mart ayından bu yana en düşük seviyeye gerilerken, bu durum iş gücü piyasasının sağlamlığını koruduğuna işaret etti.
Ülkede, konut başlangıçları, ağustosta yüzde 11,3 azalarak 1 milyon 283 bine gerilerken, Haziran 2020’den bu yana en düşük seviyesine inerken, İnşaat izinleri ise ağustosta aylık bazda yüzde 6,9 artışla 1 milyon 543 bine çıkarken 10 ayın en yüksek seviyesini kaydetti.
ABD’de ikinci el konut satışları, ağustosta yüzde 0,7 azalarak ocak ayından bu yana en düşük seviyesini kaydetti.
ABD’de imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), eylülde aylık 1 puan artarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Ülkede, hizmet sektörü PMI ise eylülde geçen aya göre 0,3 puan azalarak 50,2 değerine geriledi.
Söz konusu gelişmelerle New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 2,91, Nasdaq endeksi de yüzde 3,62, Dow Jones endeksi yüzde 1,89 düşüşle haftayı tamamladı.
AVRUPA BORSALARI HAFTAYI DÜŞÜŞLE TAMAMLADI
Avrupa borsalarında da geçen hafta negatif bir seyir izlendi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin gelecek dönem politikalara ilişkin sözle yönlendirmeleri de yatırımcıların odağında bulunurken, Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau, ECB’nin, faizi bu seviyelerde yeterince uzun süre koruyacağını belirtti.
Enflasyonun bir hastalık, faiz oranlarının ise bir ilaç olduğunu belirten Francois Villeroy de Galhau, “Enflasyon yüzde 2’ye doğru geldiğinde, ECB faizi düşürebilir.” ifadesini kullandı.
İNGİLTERE PAS GEÇTİ
İngiltere Merkez Bankası (BoE) politika faizin yüzde 5,25 seviyesinde sabit tutulmasına karar verdi.
Politika faizi kararının dörde karşı beş üyenin oyu ile alındığı belirtilen açıklamada, Kurul’un dört üyesinin, Banka’nın faiz oranını 25 baz puan artırarak yüzde 5,5’e yükseltmesi yönünde oy kullandığı belirtildi.
Kararın ardından açıklamalarda bulunan BoE Başkanı Andrew Bailey, bu yıl ülkede enflasyonun daha da azalmasını beklediklerini ifade ederek, “Faiz oranları, işimiz tamamlayabilmek için yeterli yükseklikte ve uzun süreli olarak tutmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Bölgede diğer merkez bankalarının da para politikası kararları yatırımcıların odağında bulunurken, İsviçre Merkez Bankası (SNB) art arda 5 faiz artırımının ardından politika faizini yüzde 1,75’te sabit tuttu. İsveç Merkez Bankası politika faizinin 25 baz puan artırarak yüzde 4’e yükseltildiğini duyururken, Norveç Merkez Bankası da politika faizinin 25 baz puan artırarak yüzde 4,25’e çıkarma kararı aldı.
Euro Bölgesi’nde, ağustos ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), aylık yüzde 0,5, yıllık yüzde 5,2 artarak beklentilerin altında gerçekleşti.
İngiltere’de ise enflasyon, ağustos ayında yıllık bazda hız keserek yüzde 6,7 düzeyinde gerçekleşti. Bir önceki ay Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda yüzde 6,8 artış gösterirken, piyasaların beklentisi bu ay yüzde 7 artış olacağı yönündeydi.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya’da DAX endeksi de yüzde 2,12, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,63, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,1, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,36 azalış kaydetti.
Gelecek hafta pazartesi Almanya’da Ifo İş Dünyası Güven Endeksi, perşembe Avro Bölgesinde güven endeksi, Almanya’da TÜFE, cuma İngiltere’de büyüme, Almanya’da işsizlik oranı, Euro Bölgesinde TÜFE, ECB Başkanı Christine Lagarde’ın açıklamaları takip edilecek.
ASYA BORSALARINDA SATIŞ AĞIRLIKLI SEYİR
Asya borsalarında da Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz kararı sonrasında satış ağırlıklı bir seyir izlendi.
BoJ politika faizini değiştirmeyerek yüzde eksi 0,1’de sabit bırakırken, getiri eğrisi hedef aralığını da artı/eksi yüzde 0,5 düzeyinde korudu.
Banka, artan fiyatlar, yurt içi ve küresel büyüme görünümüne ilişkin yüksek belirsizlikleri dikkate alarak ultra gevşek para politikasında bir değişikliğe gitmediğini duyurdu.
Söz konusu kararı oy birliğiyle alan BoJ, “tereddüt etmeden ek genişleme önlemleri alma” taahhüdünü devam ettirerek ileriye yönelik yönlendirmesinde herhangi bir değişiklik yapmadı.
Son zamanlarda BoJ’ın onlarca yıldır uygulanan aşırı gevşek seyrini değiştirebileceğine dair spekülasyonlar ortaya atılmıştı. Öte yandan ülkede açıklanan verilere göre, ağustosta Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 3,2 artış gösterdi.
Ülkede dış ticaret açığı, ağustosta 930,5 milyar yen oldu.
Öte yandan, ABD Hazine Bakanı Yellen, ABD’nin Japonya’nın yene bir müdahalede bulunmasına anlayış gösterip göstermeyeceği sorusuna, “ayrıntılara bağlı” cevabını verdi.
Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) krediler için referans kabul edilen gösterge faiz oranlarını sabit bırakması da risk iştahını düşürdü. Banka, bir yıl vadeli ana kredi faiz oranını yüzde 3,45 ve 5 yıllık kredi faiz oranını da yüzde 4,2’de sabit bıraktı.
Analistler, “PBoC için ekonomiye mi yoksa yuanın desteklenmesine mi öncelik verileceği konusundaki ikilem devam ediyor.” ifadesini kullandı.
Asya Kalkınma Bankası (ADB), Çin emlak sektöründeki zayıflık ve El Nino iklim olayı ile bağlantılı risklerin bölgesel beklentileri olumsuz etkilemesi nedeniyle bu yıl gelişmekte olan Asya’daki ekonomik büyümenin beklenenden biraz daha düşük olacağını bildirdi.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,47 değer kazanırken, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 3,58, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 3,37, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 0,69 değer kaybetti.
Gelecek hafta çarşamba BoJ toplantı tutanakları, cuma Japonya’da işsizlik oranı, perakende satışlar, sanayi üreitimi, Çin’de Caixin hizmet sektörü ve imalat sanayi PMI takip edilecek.
YURT İÇİNDE SON DURUM
Yurt içinde geçen hafta dalgalı seyreden Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı sonrasında haftayı yüzde 0,97 artışla 8.039,18 puandan tamamladı.
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını piyasa beklentileri doğrultusunda 500 baz puan artırarak yüzde 30’a çıkardı.
PPK karar metninde, Kurul’un; dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar verdiği belirtildi.
Duyuruda, “Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlaması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.” ifadeleri dikkati çekti.
Öte yandan geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, New York’ta yatırımcılarla yaptığı görüşmelere ilişkin, “Bu görüşmelerimizin Türkiye’ye fon akışında katkısının olacağına inanıyorum.” ifadesini kullandı.
OECD, Türkiye ekonomisine yönelik haziranda 2023 yılı için yüzde 3,6 olarak açıklanan büyüme tahminini dün yayımlanan raporda yüzde 4,3’e yükseltti.
Raporda, Türk ekonomisinin gelecek yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 3,7’den 2,6’ya çekilirken, 2023 yılı enflasyon beklentisi ise yüzde 44,8’den 52,1’e yükseltildi. Enflasyonun 2024’te ise yüzde 39,2’ye ineceği öngörüldü.
Alibaba Grup Başkanı Michael Evans, Türkiye’nin, dünyanın lider e-ihracat ülkesi olma potansiyeline sahip olduğunu belirterek, gelecek dönemde burada 2 milyar dolarlık yatırım planları olduğunu bildirdi.
Resmi Gazete’de yayımlanan TCMB tebliğleri ile gerçek kişi dönüşüm hesaplarının tarih koşulunda teknik değişikliğe gidilerek tarih, 30 Haziran 2023’ten 31 Ağustos 2023’e alındı.
Buna göre, yurt içi yerleşik gerçek kişiler, 31 Ağustos 2023 tarihi itibarıyla bankalarda mevcut olan altın, dolar, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden mevduat ve katılım fonu hesaplarını TL’ye çevirebilecek.
Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,6 üzerinde 27,1678 seviyesinden tamamladı.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.100 ve 8.200 seviyelerinin direnç, 8.000 ve 7.900 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti. (AA)